16 Ağustos 2010 Pazartesi

Hayra Alamet

Ne dersin? Vazgeçebilecek miyim artık fedakar olmaktan? Vurdumduymaz tavırlar takınabilecek miyim ben de? Söyle, konuş. Basit cümlelerini kur art arda. Susma aman susma ki haklı çık ve susma ki yen beni. Nasıl gidiyor oyun? Aa yoksa yendin mi beni? Sana göre bir oyunsa ve yendinse eyvallah daha da sözüm yok sana.

Ama ne var biliyor musun? Söyleyeyim: fırtınalar kopmuyor bende ve seller basmıyor beni. Öyle sakinim ki. Bu sakinlikte ne ağlıyorum ne de iç çekiyorum. Kendimle kendimi yaşıyorum bir güzel. Durgun ve diri diri. Düşünüyorum bazen sadece düşünüyorum. Aval aval düşünüyorum öyle pek üstelemeden, değer katmadan. Bunları yazmak kolay değildir, bilmezsin. Ama ben yaşadım, bilirim. Zor olanı başarıyorum galiba. Kolay geliyor artık bana kemiğime kazınan onca şeyden sonra. Yüzümde tebessüm dahi var şu kelimeleri sıralarken. Şunu da bilmelisin, bakma bıçağın kemiğe dayanıp da iliğe kadar kazıdığına; çünkü onlar iz değil is olacaklar. An gelecek üfleyeceğim, uçacaklar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder