7 Ağustos 2009 Cuma

Dem

Geçiyor zaman. Yaşlanıyoruz be hocam! Yavaş yavaş, inceden inceden. Elli yıl sonra kim öle kim kala. O zamanlar siz öle ben ağlaya... Belki de ben öle siz güle oynaya... Yarın ne getirir ne götürür bilemiyor insan.

Mutlu değilim be dünya! Kalbim sıkışıyor. Ellerim titriyor. Üşüyorum bazı.

Korkuyorum be dost! Yitip gitmekten korkuyorum. Çürümekten korkuyorum. Ayazlardan, karanlıktan korkuyorum. Toprak kokusunu yağmur yağınca seviyorum içindeyken bilemiyorum. Hissedip korksam yine iyi. Hissedememekten, yok olmaktan korkuyorum… Bir daha yürüyememek, bir şeyleri düşünememek, ağlayamamak doya doya, su içememek kana kana, öpememek annemi, sevememek birilerini… Yaşayayım diyorum hep ve hep! Bileyim kendimi. Cayır cayır yaksınlar beni. Ama bileyim yandığımı. Hissedeyim o acıyı.

Ölüyorum bre sarhoş! Ölüyorum. Yavaş yavaş, inceden inceden. Öyle pek belli etmeden. Beşinci kattan atlamıyorum, kafama kurşun sıktığım da yok. İçten içten ölüyorum. Kanıyorum, damlıyorum. Bağırıyorum çağırıyorum. Ama içimden. Başka bir şey gelmiyor elden. Her çığlıktan sonra yere düşüyor bakışlarım. Yere, yerin dibine…

Geçiyor günler. Tükeniyor deyişler. Anılarda düşler, fotoğraflarda gülücükler.

Söz biter, ben gider.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder