11 Eylül 2010 Cumartesi

Mutlu Son

Kabiliyetli kızımdır ben. Gözüm dalarsa düşebilirim. Eğer istersem öyle bir atlarım ki tepeden aşağı, yer çıt çıkaramaz. Gökse aşağıya bakmaya korkar. Zor değil, yaparım. Başım öne düşerse boğulabilirim. Eğer istersem öyle bir boğulurum ki, etrafın bütün o suyunu, iliğini çeker de giderim. Zor değil, yaparım.
Güldüğüm an ağlatabilirim. Eğer istersem öyle bir patlatırım ki kahkahaları, ardı arkası kesilmez. Dağ tepe ürker, çığ düşer. Zor değil, yaparım.
Bir nefesle arınabilirim. Eğer istersem öyle bir iç çekerim ki hayatım havaya karışır da ölürüm. Zor değil, yaparım.

Yaptım da.

Düştüm ama kalktım da.
Boğuluyordum az kalsın ama elimin bir yukarıya uzanışı yetti kurtulmama.
Gülmekten hıçkırıklara da boğdum zamanında.
İçler çektim, içler döktüm ama ölmedim. Yaşıyorum hala.

Anladım artık.
Siyah giydiğimde de beyaz olabiliyorum. Gözlerimi yumarsam değil kör bir dünya daha görebiliyorum.

Hüzün lazım değildir artık bana. Ne Leyla ne de Mecnun umrumda. Derdin ustası değil, mutluluğun yoncası olacağım bundan sonra.

2 yorum:

  1. gerçekten kabiliyetli bir kızsın ki bu yazı da "gülmekten hıçkırıklara da boğdum zamanda" gibi süper bir cümle yazdın. süper yazı..

    YanıtlaSil